InfoGero

Aktif ve Pasif

02.05.2018 Prof. Dr. İsmail Tufan






Başarılı yaşlanmalarını umut ettiğimiz gençlerin bir kısmıyla beraber oluyorum. Meslek icabı. Öğretim üyesi olarak çalıştığım için öğrencilerin bir kısmını takip etme şansına da sahibim. En çok merak ettiğim konuların başında, öğrencilerimizin nasıl öğrendikleridir. Öğrenmek için ne yapıyorlar? sorusuna cevap bulmaya çalışıyorum. Bu süreçte notlar alıyorum. Bana göre iki tip öğrenci var. Pasif ve aktif. Birincisi bol, diğeri kıt. Aralarındaki farklar ise şunlar:

- Pasif öğrenci, bilgilerin kendisine aktarılmasını bekliyor, ne söylersen onu yapıyor. Aktif öğrenci öğrenme yolları arıyor, olanakları, seçenekleri ve erişim yollarını araştırıyor.

- Pasif öğrenci derslerde anlatılanın dışına çıkmıyor. Derste anlatılanı kelimesi kelimesine not almaya çalışıyor. Aktif öğrenci ise tüm öğrenme süreciyle ilgileniyor. Söyleneni anlamaya çalışıyor, kendisine neden belirli bilgilerin iletildiğini bilmek istiyor.

- Pasif öğrenci bilgileri birbirinden kopuk olarak düşünüyor. Aralarındaki bağlantılara dikkat etmiyor. Aktif öğrenci bilgiler arasındaki ilişkileri keşfetmeye çalışıyor. Öğrendiklerini birbirine bağlayabiliyor.

- Pasif öğrenci bilgileri tekrarlayabiliyor, ama ne dediğini bilmiyor. Aktif öğrenci öğrendiklerini anlamak için çaba harcıyor. Bilgilerin anlamlarını anlamak istiyor.

- Pasif öğrenci yüzeysellikten kurtulamıyor, kendisine sığınacak sığ liman arıyor. Aktif öğrencinin kavrayışı derinlik ihtiva ediyor.

- Pasif öğrenci öğrendikleri konular üzerine kafa yormuyor. Aktif öğrenci öğrendiklerini ve kendisini değerlendiriyor.

- Pasif öğrenci çabucak sıkılıyor ve yoruluyor. Aktif öğrencinin bilinci öğrenmeye odaklı olduğundan dersi daha uzun süre takip edebiliyor, hemen yorulmuyor.

- Pasif öğrenci bilgileri yüzeysel olarak ele aldığı için konuları anlayamıyor ve aklında tutamıyor. Aktif öğrencinin uzun vadeli hafızası daha güçlü oluyor. Öğrendiğini aklında tutuyor ve mevcut bilgilerine yenilerini ekleyerek, aralarında anlamlı ilişkiler kurabiliyor ve yeni bakış açılarından bilgisini değerlendirebiliyor.

- Pasif öğrencinin bilgisini uygulama şansı çok az. Aktif öğrenci bilgileri birbirine bağlayabildiği için bilgisini kullanabileceği alanları da görebiliyor.

- Pasif öğrenci, öğretilenin önemini kavrayamıyor. Aktif öğrenci öğrenmeyi bireysel ve enteresan bir süreç olarak görüyor.

- Pasif öğrenci başkalarının kendisini desteklemesini, teşvik etmesini bekliyor. Aktif öğrenci öğrenme sürecini kendisi yönetiyor. Böylece kendine güveni artıyor ve ne zaman ve ne yapacağını biliyor.

Son yılların popüler konularından biri de eğitim problemi. Eğitimde reform yapabilmek için eğitim sisteminde değişiklik, reformun sadece bir parçasını teşkil edebilir. Asıl reformun “Kafada” gerçekleşmesi gerekir. Öğrenci üniversiteyi kazandıktan sonra öğrenmeyi bırakıyor.

Üzerine çöken rehaveti öğrenim süresince atamıyor. Not peşinde koşmaya alışık olduğu için öğrenmek aklına gelmiyor. Ne öğretirsen o kadarıyla yetiniyor. Öğrenmekten zevk duyan, yeni bir şey öğrendiğinde heyecanlanan öğrencilerimiz maalesef çok az.

İşte burada belirttiğim anlayacağınız nedenden ötürü, mecburiyeti kapı önüne bırak ve keyfe kedere ortaklık olarak adlandırdığım, ‘Güneş üzerine doğmadan’ adlı sabah 06.00’da başlayan felsefe okumalar içerikli interaktif ders projem, bana ülkemiz genç kuşağının, bilgi ve bilmek üzerine ve en önemlisi davranışları hakkında az da olsa, biraz tahmin ileri sürme imkânı yarattı…