InfoGero

Öğrenmenin Yaşı Yok.

09.07.2017 Prof. Dr. İsmail Tufan






“Öğrenme akıma karşı kürek çekmektir; küreği bırakan geriler” diyen Konfüçyüs asırlar öncesinde “öğrenmenin yaşı yoktur” diyenlerden biriydi. Buna rağmen bilginin önemi herkes tarafından kavranamadı. Tarihe baktığımızda okuryazar olmayan kralların ender olmadığı görülür. Birçok kişi 19.yüzyıla kadar farelerin delikli peynirden çıktığını zannederdi. Bugün bile “dilek ağacına” astığı bez parçasından medet umanların sayısı az değildir. Yıldız ve kahve falı, rüya tabirleri, bilginin hala bazı beyinlere giremediğini gösteren örneklerden sadece birkaçıdır. Ve bilgiye direniş halindekilerin çoğu yaşlı değildir! Yaşlılar sık sık “geri kafalı” ve “cahil” kavramlarıyla anılırlar. Bunun sebebi, genel olarak bakıldığında yaşlıların eğitim düzeyinin düşük olmasıdır. Fakat yaşlılar asırlardan beri, yani okuma yazmanın önemli olmadığı dönemlerden beri bütün kültürlerde bilgi ve tecrübeleri nesilden nesle aktaran kişiler olarak kabul edilmiştir. Demek ki bilgi sadece okul bilgi anlamına gelmiyor. Öğrenme ve bilgi sadece okulda öğrenme ve öğretmenin aktardığı bilgi demek değildir. İnsan doğar doğmaz öğrenmeye başlar ve öğrenme süreci ömür boyu devam eder. Yani insanın öğrenmeye ihtiyacı yaşından bağımsızdır. Dolayısıyla sistematik bilgi aktarımı olarak tanımlayabileceğimiz öğretim, bireyin yaşına, fiziksel özelliklerine bağlı değildir.