InfoGero

Başarılı ve Başarısız Yaşlanma

14.12.2017 Prof. Dr. İsmail Tufan






Yaşlılık çeşitli çağrışımlarla bağlantılıdır. Örneğin bir yaşam döneminin adı veya toplumun taşımak zorunda kaldığı yük veya hastalıklarla dolu yaşam dönemi veya tecrübelere bağlı bilgeliğin kapısını aralayan yaşam safhası olarak değerlendirilebilir. Şüphesiz bunları okurken aklınıza daha başka çağrışımlar da gelmektedir.

Yaşlılık yeni bir olgu değildir. Tarihin her döneminde ileri yaşlara erişen insanlar yaşamıştır. Fakat eskiden sayıları azdı. 20.yüzyılda durum değişti. Endüstri ülkelerinde insanların %50’den fazlası 70 ve üzeri yaşa erişmeye başladı. Yaşam süresi uzamaya devam edecek olursa endüstri ülkelerinde nüfusun 3’te 2’si 70 yaş ve üzeri kişilerden meydana gelecektir (Baltes, Baltes 1992).

Türkiye endüstrileşme sürecinde hızla ilerlemektedir. Buna bağlı olarak yaşam süresi uzamaya devam edeceğinden Türkiye’de de yaşlı sayısı artacaktır. Yaşlılık artık toplumumuzun değişmez özelliği ve kaderi haline gelmiştir. Yaşlanan toplumumuzun geleceğini güvence altına alacak sosyal, ekonomik, tıbbi ve gerontolojik girişimlere ihtiyacımız günden güne artmaktadır.

Yaşlanan toplum olmamız sadece dezavantaj değildir. Aksine bunun pek çok avantajı da olabilir. Bu avantajları kendimiz yaratmak zorundayız. Karşıdan bakarak olmuyor. Bir taraftan gelecekte yaşlılığın daha büyük bir probleme dönüşeceğinden hareket etmek zorundayız. Çünkü ileri yaşlara erişenler çoğaldıkça bakıma muhtaçlık, ağır hastalık ve özellikle Alzheimer hastalarının çoğalacağını dikkate almak zorundayız,

Diğer taraftan gelecekte daha sağlıklı ve zinde yaşlıların yaşadığı bir toplum olacağız. Çünkü yaşam koşullarımız iyileşiyor. Daha iyi besleniyor daha iyi evlerde oturuyoruz. Ulaşım olanaklarımız devalı gelişiyor. Yani uzun yaşamak için gereken koşullarımızda artış meydana geliyor. Bu da hem yaşam süresini uzatacaktır hem de hastalanma ve bakıma muhtaçlık sorunlarının yaşamın daha ileri evrelerinde ortaya çıkmasına yol açacaktır. Yaşlılık toplumsal bir oluğu olarak hem sorun hem de faydalarıyla dikkate alınması gereken bir yaşam dönemidir.

Hedefimiz yaşlanma sürecinin iyi koşullarda geçmesini sağlamaktır. Bunu sağlayacak olan koşulların çoğalmaktadır, ama bu koşullardan yararlanabilenlerin sayısı aynı hızla artmamaktadır. Yaşam fırsatlarının dağılımındaki güçlü dengesizlik yaşlanmakta olan toplumumuzun çözmek zorunda olduğu en büyük sorundur. Bu sorunu çözebilirsek yaşlılık toplumumuz açısından maddi ve manevi kazançlarıyla dikkat çeken bir olguya dönüşecektir.

Devlet Planlama teşkilatı tarafından yayınlanan bir raporda “Yaşlılık, yaşamın diğer evreleri gibi doğal, kaçınılmaz ve tüm insanlar için geçerli olan bir durumdur” (DPT 2007, s.10) denilmektedir. Bu ise gerontolojik araştırmaların bulguları tarafından doğrulanmayan bir iddiadır.

Başarılı kavramını yaşlanma kavramının önüne ekleyerek iyi başarılı yaşlanan insanlar çoğaltılamaz. Çünkü başarılı sıfatı yaşlanma kişiye göre değişen anlamlar kazanır. Herkesin aynı şeyleri bundan anladığını kabul edemeyiz. Başarılı yaşlanma hedefine erişmenin yolları da bireye göre farklıdır. Kimilerine göre sağlıklı, bol hareket ve dengeli beslenme iken, kimilerine göre rahat, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürecinde yaşlanmak başarılı yaşlanmadır. Yaşlılık ve yaşlanmanın bireysel ve toplumsal pek çok anlamı olduğunu dikkate almalıyız. Makro ve mikro düzlemlerdeki yaşlanma ve yaşlılık olguları arasındaki farklar ve bağlantılar dikkate alınmadan, başarılı yaşlanan insanlarımızı çoğaltamayız.